- Katılım
- 13 Kas 2020
- Konular
- 2,005
- Mesajlar
- 4,336
- Çözümler
- 7
- Tepkime puanı
- 954
- Puanları
- 188
- Konum
- Bursa
İnternet kullanımının artmasıyla birlikte önce yok olacakları düşünülen televizyonlar, geliştirilen teknolojilerle birlikte yerini sağlamlaştırdı. İnternete bilgisayar yerine televizyondan bağlanarak Youtube, Netflix gibi platformlar üzerinden film veya herhangi bir şey izlemeye başladık. İşte bu durum evimizdeki yerini sağlama almasına nede olmuştur.
Tüplü modelleri geride bırakıp bir cam inceliğindeki televizyonlara geçtiğimiz günümüzde, hala onun karşısında birçok saat harcıyoruz. Örneğin, ABD’de insanlar günün ortalama 6 saatini televizyon izleyerek geçiriyorlar. 1923 gibi yakın bir tarihte icat edilen bu eğlence kutuları, ülkemizde 1972 yılında girmeyi başarmıştır.
İsmini Yunancadan alan televizyon, uzak anlamındaki tele ve Latince gör anlamına gelen Visio kelimelerinden türetilmiştir. Üretilen ilk model, hiç de tahmin ettiğiniz gibi bir görünüme sahip değildir. O aşamadan bugünkü formlarına kadar hızlı bir gelişim yaşadıklarını da kabul etmek gerekir. Şimdi bu icadın nasıl yapıldığına göz atalım:
Televizyon 1925 yılında bisküvi kutusu ile icat edilen ve içerisinde uygun şartlar sağlandığında çeşitli görüntüleri size sunacak donanıma sahip olan bir haberleşme aracıdır. Temel olarak ise, elektromanyetik dalgalar halinde yayılan görüntü ve seslerin, ekran ve hoparlör sayesinde alıcıya ulaştırılmasını sağlayan, elektronik bir cihaz şeklinde tanımlayabiliriz.
İlk yayınını 1929 yılında gerçekleştirebilen televizyonun günümüzde plazma, HD, 3D, LCD gibi çeşitleri ile bulunmaktadır. Bu kadar geliştirilmesine rağmen televizyonun başından kalkmayan 21. yüzyıl insanı bu icadın tam anlamıyla kölesi olmuştur. Ne kadar hızlı haber yayma, ya da canlı yayın gerçekleştirme olanağı sunsa da, televizyonun aile ilişkilerini zayıflattığı, insanların birbiri ile konuşmamasına neden olduğu, sohbetleri sınırladığı tartışma götürmez bir gerçektir.
Günümüzde vazgeçilmezler arasında yerini alan ve gördüğü değer sayesinde her geçen gün geliştirilerek daha ileri bir teknolojiye ulaşan televizyonun tarihi 1925 yılına kadar dayanmaktadır. Çocukluğundan beri bu alanda meraklı bir kişiliğe sahip olan mucit tarafından icadı gerçekleştirilen televizyon günümüzde insanların karşısından kalkmak bile istemediği büyülü bir kutu haline dönüşmüştür.
İlk yayınını 1929 yılında BBC ile yapan televizyon deneme dönemlerinden sonra sırasıyla; HD - Full HD ve Ultra HD görüntü kalitesine kadar geliştirilebilmiş icatlardan bir tanesidir.
Televizyon yapım çalışmaları 1923’lerden öncesine dayansa da ilk televizyon 1923 yılında, İngiltere sınırları içerisinde üretilmiştir. Bu üretim bir lavabo ve çay tenekesi ile gerçekleştirilmişti ve gerekli malzemenin olmaması sebebiyle yayına geçemedi. Bundan sonra icadın geliştirilmesi bisküvi kutusuna sarılmış projeksiyon makinesi ile devam etti ve 1925 yılında çalışan ilk televizyon icat edilmiş oldu.
Televizyonun tası sayılan bu icatta nakış iğnelerinden bal mumuna kadar birçok ilginç malzeme yer alıyordu. İlk görüntü sinyalinin gerçekleştirilmesi ve yayınlanması ile televizyon her ne kadar tamamlanmış olsa da her icat gibi önceleri ciddiye alınmadı.
Ta ki 1929 yılında BBC kanalının ilk deneme yayınını yapmasına kadar. Bu yayından sonra televizyon hak ettiği değeri gördü ve üretilmesi için çalışmalara başlandı. İlk yayınlanan görüntüler iki aşamadan oluşuyordu; birincide haber yayını yapan BBC, ikincide ise müzik ile yayınına devam ediyordu.
Televizyon daha 12 yaşında bu konuya karşı merak duyguları kabaran bir çocuğun yılmadan, pes etmeden çalışması sonucu ortaya çıkmış bir icattır. Bu çocuğun ismi ise John Logie Baird olarak bilinmektedir. İskoç kökenli Baird, 12 yaşlarındayken evinin elektrik sistemini döşemeyi başarmış özel bir çocuktur.
Bu üstün zekâsı sayesinde asrın icadını ortaya çıkaracak olan John Baird’in arkadaşlarıyla konuşmak için ilk telefon santralini geliştirdiği de bilinmektedir. Bundan sonra İskoçya Kraliyet Teknik Koleji’nde elektrik ile ilgili dersler almaya başlayan John, elektrik mühendisi olarak üniversiteyi bitirmiştir. Sonrasında çeşitli görevler yapan ünlü mucidin televizyon yapma yolundaki ilk çabası 1922’de başlayıp 1923 yılında sonuçlanmıştır.
Televizyon icadından sonra infrared ışınları ile ilgili çalışmalarda yapan Baird 1946 yılının Haziran ayında hayata gözlerini yummuştur. Giderken arkasında 21. yüzyıl insanının bağımlısı olduğu, karşısından kalkamadığı, çocukluk hayali olan televizyonu bırakmıştır. Genel olarak tüm insanlığın tutkusu olan bu icadından dolayı da ismi yüzyıllar boyu anılacaktır.
John Logie Baird, eğitimini Glasgow ve Batı İskoçya Teknik Koleji’nde tamamladıktan sonra Glasgow Üniversitesi’nde master yaparak eğilimine devam etmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında eğilimine ara vermek zorunda kalarak orduda çalışmak istemiştir. Ama sağlık sorunları buna engel olmuştur.
Baird daha sonra Clyde Vadisi’ndeki elektrik şirketlerinde bir iş bulmuştur. Burada da sağlık sorunları nedeniyle uzun süre çalışamamıştır. Ardından birkaç yıl ufak tefek işlerde çalıştıktan sonra 1922 yılında memleketi olan Sussex’e geri dönmüştür.
Sussex’te tamirciliğe başlayan Baird, karmaşadan uzak bir ortamda kendisiyle baş başa kalarak hayalini kurduğu görüntü ve sesi, elektronik olarak taşıma fikri üzerine çalışmaya başlamıştır.
Baird ilk başta basit bir dikiş iğnesi, bisiklet lambası ve bir teneke parçası ile bir şeyler yapmaya çalışmıştır. İnsanlara oldukça uçuk gelen fikir üzerine gittikçe artan hevesi ise çalışmalarını sürdürmesine neden olmuştur.
Elindeki imkansızlıklarla bir şey yapamayacağını anlayan Baird, teknolojik imkanlara daha rahat ulaşabileceği Soho’ya taşınmıştır. Burada bir laboratuvar kuran mucit, bir çay kutusu üzerine yerleştirdiği ve Televisor diye adlandırdığı dikiş iğnesi, kesilmiş karton ve bisküvi kutusundan oluşan düzeneği çalıştırmayı başarmıştır.
25 Haziran 1925 tarihinde ilk televizyon patentini alan Baird, icadı karşısında büyük bir ilgi görmüştür. Televisor olarak adlandırdığı icadını ilk defa 26 Ocak 1928 tarihinde Kraliyet Enstitüsü’ne tanıtmıştır. Görüntüyü elektronik olarak aktarma denemeleri de sonuç verince 1 yıl sonra ilk görüntü aktarımını gerçekleştirmeyi başarmıştır.
1929 yılında ilk televizyon istasyonunu hayata geçiren mucit, o dönemde radyo yayını yapan BBC ile anlaşarak televizyon yayınlarına başlamıştır. İlk başta bölgesel olarak sınırlı bir alanda yayın yapan BBC, 1930 yılında Amerika ile İngiltere’de resmen yayına başlamıştır.
Londra’da 20 bin kişiye ulaşan büyüklükte yayın yapmayı da başaran Baird, kariyerinin zirvesine bu şekilde ulaşmıştır. 14 Haziran 1946 tarihinde ise hayatını kaybetmiştir.
Televizyonun elektromanyetik sistemi ise Philo Taylor Farnsworth tarafından değiştirilmiştir. Günümüzde kullanılan tüplü televizyonlar haline gelmesinde bu gelişme büyük katkı sağlamıştır.
Baird’in icat ettiği mekanik televizyon, birçok hareketli parça içeriyordu. Farnsworth ise tamamen elektronik bir televizyon yapmak için sıkı bir çalışma yürütmüştür. Farnsworth’un Image Dissector kamera tüpü, 1927 yılında ilk görüntüsünü aktarmayı başarmıştır.
Farnsworth’un televizyonunda hala aydınlatma için karbon yay lambası kullanılıyordu ve mekanik parçaları kapsıyordu. Bu nedenle mucit, 1929 yılında buna bir çözüm arar ve bulur. Hiçbir mekanik parça barındırmayan televizyonunu icat eder ve patentini 1930 yılında alır.
1936 yılının Kasım’ında Farnsworth İngiltere’ye giderek, Baird’ın şirketiyle anlaşır. Bu hamlesiyle BBC televizyon sistemi yenilenir ve image dissector kameraya sahip olunur. Böylece çok daha gelişmiş bir yapı elde edilir. Ayrıca televizyonlara elektron çoğaltıcı eklenir ve yüksek kontrasta sahip görüntüler elde edilir.
Farnsworth’un 14 yaşında çalışma prensibini çözdüğü image dissector televizyon kamerasını 21 yaşına geldiğinde çalışır hale getirmiştir. İcat ettiği kamera teknolojisi, tüplü CRT (cathode ray tube) ekranlar için bir esin kaynağı olmuştur.
Televizyonlardaki gerçek hareketli görüntünün sağlanması da Farnsworth sayesinde olmuştur. Tüplü ekranların yapılabilmesine büyük katkı sağlamıştır. Bu yüzden de günümüzde kullanılan televizyonların mucidi olarak kabul edilmektedir.
Renkli yayın yapmak için çalışmalara 1940’lı yıllarda başlanan televizyonun bu çalışmalara cevap vermesi gecikmedi. İlk renkli televizyon 1950’li yıllarda ABD’de satışa çıktı ve bundan sonra renkli televizyon üretimleri başladı.
1960 ve sonrasında artık neredeyse her evde renkli televizyon bulunmaktaydı. Şu an hala gelişimini sürdüren ve ilk başlarda tahta, kutu, balmumu, iğne gibi ilginç aletlerle yapılan televizyonunun günümüzdeki parçaları genel itibariyle şöyle sıralanabilir: resim kaynağı, ses kaynağı, verici anten, alıcı anten, verici, televizyon alıcısı, hoparlör, ekran ve tuşlar.
Tüplü modelleri geride bırakıp bir cam inceliğindeki televizyonlara geçtiğimiz günümüzde, hala onun karşısında birçok saat harcıyoruz. Örneğin, ABD’de insanlar günün ortalama 6 saatini televizyon izleyerek geçiriyorlar. 1923 gibi yakın bir tarihte icat edilen bu eğlence kutuları, ülkemizde 1972 yılında girmeyi başarmıştır.
İsmini Yunancadan alan televizyon, uzak anlamındaki tele ve Latince gör anlamına gelen Visio kelimelerinden türetilmiştir. Üretilen ilk model, hiç de tahmin ettiğiniz gibi bir görünüme sahip değildir. O aşamadan bugünkü formlarına kadar hızlı bir gelişim yaşadıklarını da kabul etmek gerekir. Şimdi bu icadın nasıl yapıldığına göz atalım:
Televizyon Nedir?
İlk yayınını 1929 yılında gerçekleştirebilen televizyonun günümüzde plazma, HD, 3D, LCD gibi çeşitleri ile bulunmaktadır. Bu kadar geliştirilmesine rağmen televizyonun başından kalkmayan 21. yüzyıl insanı bu icadın tam anlamıyla kölesi olmuştur. Ne kadar hızlı haber yayma, ya da canlı yayın gerçekleştirme olanağı sunsa da, televizyonun aile ilişkilerini zayıflattığı, insanların birbiri ile konuşmamasına neden olduğu, sohbetleri sınırladığı tartışma götürmez bir gerçektir.
Günümüzde vazgeçilmezler arasında yerini alan ve gördüğü değer sayesinde her geçen gün geliştirilerek daha ileri bir teknolojiye ulaşan televizyonun tarihi 1925 yılına kadar dayanmaktadır. Çocukluğundan beri bu alanda meraklı bir kişiliğe sahip olan mucit tarafından icadı gerçekleştirilen televizyon günümüzde insanların karşısından kalkmak bile istemediği büyülü bir kutu haline dönüşmüştür.
İlk yayınını 1929 yılında BBC ile yapan televizyon deneme dönemlerinden sonra sırasıyla; HD - Full HD ve Ultra HD görüntü kalitesine kadar geliştirilebilmiş icatlardan bir tanesidir.
Televizyon Ne Zaman İcat Edildi?
Televizyonun tası sayılan bu icatta nakış iğnelerinden bal mumuna kadar birçok ilginç malzeme yer alıyordu. İlk görüntü sinyalinin gerçekleştirilmesi ve yayınlanması ile televizyon her ne kadar tamamlanmış olsa da her icat gibi önceleri ciddiye alınmadı.
Ta ki 1929 yılında BBC kanalının ilk deneme yayınını yapmasına kadar. Bu yayından sonra televizyon hak ettiği değeri gördü ve üretilmesi için çalışmalara başlandı. İlk yayınlanan görüntüler iki aşamadan oluşuyordu; birincide haber yayını yapan BBC, ikincide ise müzik ile yayınına devam ediyordu.
Televizyonu Kim İcat Etti?
Bu üstün zekâsı sayesinde asrın icadını ortaya çıkaracak olan John Baird’in arkadaşlarıyla konuşmak için ilk telefon santralini geliştirdiği de bilinmektedir. Bundan sonra İskoçya Kraliyet Teknik Koleji’nde elektrik ile ilgili dersler almaya başlayan John, elektrik mühendisi olarak üniversiteyi bitirmiştir. Sonrasında çeşitli görevler yapan ünlü mucidin televizyon yapma yolundaki ilk çabası 1922’de başlayıp 1923 yılında sonuçlanmıştır.
Televizyon icadından sonra infrared ışınları ile ilgili çalışmalarda yapan Baird 1946 yılının Haziran ayında hayata gözlerini yummuştur. Giderken arkasında 21. yüzyıl insanının bağımlısı olduğu, karşısından kalkamadığı, çocukluk hayali olan televizyonu bırakmıştır. Genel olarak tüm insanlığın tutkusu olan bu icadından dolayı da ismi yüzyıllar boyu anılacaktır.
Televizyon Nasıl İcat Edildi?
Baird daha sonra Clyde Vadisi’ndeki elektrik şirketlerinde bir iş bulmuştur. Burada da sağlık sorunları nedeniyle uzun süre çalışamamıştır. Ardından birkaç yıl ufak tefek işlerde çalıştıktan sonra 1922 yılında memleketi olan Sussex’e geri dönmüştür.
Sussex’te tamirciliğe başlayan Baird, karmaşadan uzak bir ortamda kendisiyle baş başa kalarak hayalini kurduğu görüntü ve sesi, elektronik olarak taşıma fikri üzerine çalışmaya başlamıştır.
Baird ilk başta basit bir dikiş iğnesi, bisiklet lambası ve bir teneke parçası ile bir şeyler yapmaya çalışmıştır. İnsanlara oldukça uçuk gelen fikir üzerine gittikçe artan hevesi ise çalışmalarını sürdürmesine neden olmuştur.
Elindeki imkansızlıklarla bir şey yapamayacağını anlayan Baird, teknolojik imkanlara daha rahat ulaşabileceği Soho’ya taşınmıştır. Burada bir laboratuvar kuran mucit, bir çay kutusu üzerine yerleştirdiği ve Televisor diye adlandırdığı dikiş iğnesi, kesilmiş karton ve bisküvi kutusundan oluşan düzeneği çalıştırmayı başarmıştır.
25 Haziran 1925 tarihinde ilk televizyon patentini alan Baird, icadı karşısında büyük bir ilgi görmüştür. Televisor olarak adlandırdığı icadını ilk defa 26 Ocak 1928 tarihinde Kraliyet Enstitüsü’ne tanıtmıştır. Görüntüyü elektronik olarak aktarma denemeleri de sonuç verince 1 yıl sonra ilk görüntü aktarımını gerçekleştirmeyi başarmıştır.
1929 yılında ilk televizyon istasyonunu hayata geçiren mucit, o dönemde radyo yayını yapan BBC ile anlaşarak televizyon yayınlarına başlamıştır. İlk başta bölgesel olarak sınırlı bir alanda yayın yapan BBC, 1930 yılında Amerika ile İngiltere’de resmen yayına başlamıştır.
Londra’da 20 bin kişiye ulaşan büyüklükte yayın yapmayı da başaran Baird, kariyerinin zirvesine bu şekilde ulaşmıştır. 14 Haziran 1946 tarihinde ise hayatını kaybetmiştir.
Televizyonun elektromanyetik sistemi ise Philo Taylor Farnsworth tarafından değiştirilmiştir. Günümüzde kullanılan tüplü televizyonlar haline gelmesinde bu gelişme büyük katkı sağlamıştır.
Baird’in icat ettiği mekanik televizyon, birçok hareketli parça içeriyordu. Farnsworth ise tamamen elektronik bir televizyon yapmak için sıkı bir çalışma yürütmüştür. Farnsworth’un Image Dissector kamera tüpü, 1927 yılında ilk görüntüsünü aktarmayı başarmıştır.
Farnsworth’un televizyonunda hala aydınlatma için karbon yay lambası kullanılıyordu ve mekanik parçaları kapsıyordu. Bu nedenle mucit, 1929 yılında buna bir çözüm arar ve bulur. Hiçbir mekanik parça barındırmayan televizyonunu icat eder ve patentini 1930 yılında alır.
1936 yılının Kasım’ında Farnsworth İngiltere’ye giderek, Baird’ın şirketiyle anlaşır. Bu hamlesiyle BBC televizyon sistemi yenilenir ve image dissector kameraya sahip olunur. Böylece çok daha gelişmiş bir yapı elde edilir. Ayrıca televizyonlara elektron çoğaltıcı eklenir ve yüksek kontrasta sahip görüntüler elde edilir.
Farnsworth’un 14 yaşında çalışma prensibini çözdüğü image dissector televizyon kamerasını 21 yaşına geldiğinde çalışır hale getirmiştir. İcat ettiği kamera teknolojisi, tüplü CRT (cathode ray tube) ekranlar için bir esin kaynağı olmuştur.
Televizyonlardaki gerçek hareketli görüntünün sağlanması da Farnsworth sayesinde olmuştur. Tüplü ekranların yapılabilmesine büyük katkı sağlamıştır. Bu yüzden de günümüzde kullanılan televizyonların mucidi olarak kabul edilmektedir.
Televizyonun Parçaları Nelerdir?
1960 ve sonrasında artık neredeyse her evde renkli televizyon bulunmaktaydı. Şu an hala gelişimini sürdüren ve ilk başlarda tahta, kutu, balmumu, iğne gibi ilginç aletlerle yapılan televizyonunun günümüzdeki parçaları genel itibariyle şöyle sıralanabilir: resim kaynağı, ses kaynağı, verici anten, alıcı anten, verici, televizyon alıcısı, hoparlör, ekran ve tuşlar.