Reca nedir, Reca ne demek
Reca; İsim, Biyoloji alanlarında kullanılan bir sözcüktür.
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Arapça kökenli reca': rica.
Reca isminin anlamı, Reca ne demek:
Umut, umma. İstek dilek. Reca ismi; Arapça kökenli olup bir Erkek ismidir.
Biyoloji'deki anlamı:
Ültraviyole ışınlarına hassas E.coli mutantlarında görülen rekombinasyon proteini.
Reca anlamı, tanımı
Recai : İsteyen, rica eden, yalvaranRekombinasyon : İki ayrı DNA molekülünün birleşerek yeni DNA molekülleri oluşturması. Homolog kromozomlardaki genlerin, krosingoverde (mayozda) yer değiştirmesi sonucu meydana gelen yeni düzenleme. Bir kromozomdaki nükleik asit dizisinin lineer düzenlenmesinin bölünme ve tekrar birleşmeyle değiştirildiği herhangi bir enzimatik olay. Bir kromozomdaki nükleik asit dizisinin lineer düzenlenmesinin kırılma ve yeniden birleşmeyle değiştirildiği herhangi bir enzimatik olay.
Protein : Canlı hücrelerin ana maddesini oluşturan, genel olarak sülfür, oksijen ve karbon ögeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş, yumurta akı, et, süt vb. yiyeceklerde bulunan, karmaşık yapılı doğal madde.
Kökenli : Asıllı. Belli bir kaynaktan çıkmış olan, bir kaynağa dayanan.
Mutant : Genetik materyalin değişmesi sebebiyle bazı fiziksel ve biyokimyasal özellikler açısından ana babasından ya da bir önceki öncü hücreden farklı olan, mutasyona uğramış birey ya da hücre. Genetik materyalin değişmesi nedeniyle bazı fiziksel ve biyokimyasal özellikler açısından ana babadan veya bir önceki öncü hücreden farklı olan, mutasyona uğramış birey veya hücre. Yüksek oranda mutasyonlara sahip bir geni içeren yeni nesil canlı. Mutasyona uğramış birey.
Hassas : Duyum ve duyguları algılayan. Duyarlı. En küçük değerleri, incelikleri dahi algılayabilen. Çabuk etkilenen. Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet).
Arapça : Sami dilleri ailesine giren ve Arap ülkelerinde kullanılan dil, Arabi. Bu dille yazılmış olan.
Köken : Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim, neden veya yer, menşe. Tulumbacı hortumlarının uç kısmındaki sarı maden sap. Bir malın üretildiği veya yapıldığı, alındığı, getirildiği yer, menşe, orijin. Soy, asıl. Kavun, karpuz, kabak vb. bitkilerin toprak üstünde yayılan dalları.
Dilek : Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat.
Hassa : Özellik. Hatay iline bağlı ilçelerden biri.
İstek : Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk. Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu. Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep. İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi.
Işın : Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua. Işın etkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri. Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri. Belli bir doğrultuda giden tanecikler ya da erke demeti. Isı ya da ışık erkesinin yayılma doğrultusunu gösteren çizgi. Bir çemberin ya da bir yuvarın özeğinden dışa doğru uzanan çizgilerden her biri. [Bakınız: ışık ışını]. Belli bir doğrultuda,giden parçacıklar ya da erke demeti. Bir doğru üzerindeki bir P noktası ile söz konusu doğru üzerinde P nin bir yanında kalan tüm noktaların oluşturduğu küme. Anlamdaş. yandoğru. Herhangi bir ışınım kaynağından çıkarak herhangi bir yöne giden bir ışınımın izlediği doğru. Bu ışınımın kendisi. Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne dağılıp giden ışık demeti.
Köke : Su içinde çökerek taş haline gelmiş kireç ya da kum. Silisli, kumlu taş. [Bakınız: köfeke]. Çok sert, yeşile yakın renkteki toprak tabakası. Toprak tencere, güveç. Denizli ili, Acıpayam ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Isparta ili, Gelendost ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
Umut : Ummaktan doğan duygu, ümit. Olması beklenilen veya olacağı düşünülen şey, ümit. Bu duyguyu veren kimse veya şey, ümit.
Umma : Ummak işi.
Muta : Veri. Muta nikâhı. Geçici kazanç.
Görü : Görme yetisi. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret. Dolaysız kavrama, birden kavrama.
Rica : Dileyiş, dileme, dilek.
Arap : Fotoğrafın negatifi. Koyu esmer. Fellah. Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse.