

İster evde ister ofiste çalışın, zaman yönetimi çoğu çalışan için hâlâ bir bilmece. Yapılan son araştırmalar, verimli çalışmanın formülünü ortaya koydu: 75 dakika çalışma, 33 dakika mola.

DailyMail'de yer alan habere göre uzmanlar bu yeni çalışma-mola döngüsünün özellikle ofis ortamında daha etkili olduğunu belirtti. Son araştırmalar, daha dengeli çalışma alışkanlıklarına geri döndüğümüzü gösteriyor. Hibrit çalışmanın yaygınlaştığını düşünürsek, bu oran tekrar ofisle ilişkilendirilebilir.

2024 yılı boyunca 6.000 kullanıcıyı kapsayan analize göre, en üretken çalışanlar ortalama 75 dakika çalışıyor ve ardından 33 dakikalık bir ara veriyor. Bu yeni döngü, geçmiş yıllarda yapılan benzer araştırmalardan oldukça farklı sonuçlar sunuyor.

2014 yılında yapılan araştırma, 52 dakika çalışmayı takip eden 17 dakikalık molaların üretkenliği artırdığını göstermişti. 2021’de ise 112 dakika çalışma ve 26 dakika dinlenme döngüsü öne çıkmıştı. Ancak pandeminin etkisiyle artan evden çalışma modeli, o dönemde iş-yaşam dengesini olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak kayıtlara geçmişti.

Ofiste geçirilen zaman, doğal molalarla desteklendiği için çalışanların üretkenliğine katkı sağlıyor. Kahve almak, iş arkadaşlarıyla sohbet etmek gibi aktiviteler ilk bakışta zaman kaybı gibi görünse de, zihinsel yenilenme ve sosyal etkileşim açısından oldukça değerli.

DeskTime’ın bulguları, Kanada’daki McGill Üniversitesi'nin yürüttüğü küresel zaman kullanımı araştırmasıyla da örtüşüyor. 58 ülkede yapılan çalışmaya göre, insanlar günde ortalama 3,4 saati üretim, bakım ve geliştirme işlerine, 2,5 saati ise hijyene ayırıyor. Araştırmanın başyazarı Eric Galbraith, insanların günlerinin büyük bölümünü yaklaşık 9 saat diğer insanlarla etkileşim içinde geçirdiğini belirtti.

Araştırmacılar, “Zamanımızın yaklaşık 6,5 saati, televizyon izlemek, spor yapmak, sosyalleşmek gibi keyifli aktivitelerle geçiyor,” diyerek sosyal etkileşimin önemine vurgu yaptı.Sonuç olarak, ister evden ister ofisten çalışın, düzenli ve bilinçli molalar vermek, sadece üretkenliği değil, aynı zamanda ruh sağlığını ve sosyal dengeyi de destekliyor.
Okumaya devam et...
