Dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri olarak gösterilen Kolombiya’da sendika üyeleri, silahlı grupların hedefinde. Son 12 ayda öldürülen 22 sendikacıdan 11’i Kolombiya’da yaşamını yitirdi.
Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Jesús Cometa, Kolombiya’nın güneybatısında araç kullanırken motosikletli kişilerce silahlı saldırıya uğradı. Kurşun yağmuruna tutulmasına rağmen Cometa yara almadan kurtulurken, koruması vurularak ağır yaralandı.
Kolombiya, dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Cometa, ülkenin en büyük tarım sendikası olan Sintrainagro’nun Cauca Vadisi’ndeki yerel temsilcisi olarak görev yapıyor. Bölge aynı zamanda ülkenin şeker endüstrisinin de merkezi konumunda. “Sendikada aktif olmak, sosyal hayatınızı feda etmek anlamına geliyor,” diyen Cometa, her an hedef alınabileceklerini vurguluyor: “Aileniz de sizinle birlikte tehdit altında yaşıyor.”
YÜZYILDIR DEVAM EDEN TEHLİKE
Kolombiya’daki sendika şiddettinin kökleri yüzyıllar öncesine dayanıyor.
Kolombiya Çalışma Bakanlığı verilerine göre, 1970’lerin başından bu yana ülkede 3 binden fazla sendikacı öldürüldü.
BBC'de yer alan habere göre, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Luc Triangle, Kolombiya’yı “sendikacılar için dünyanın en ölümcül ülkesi” olarak tanımlıyor. ITUC’un son raporuna göre Mart 2024’e kadar geçen 12 ay içinde dünya genelinde 22 sendikacı öldürüldü; bunların yarısı Kolombiya’daydı.
Triangle, cinayetlerin çoğunun hedef gözetilerek işlendiğini belirterek, “Küçük köylerde aktif olan yerel sendikalar hedef alınıyor. Büyük liderleri değil, tabandaki mücadeleyi susturmak istiyorlar,” diyor.
SİLAHLI GRUPLAR, UYUŞTURUCU TİCARETİ VE CEZASIZLIK
Kolombiya’nın en büyük sendika federasyonu CUT’un başkanı Fabio Arias’a göre, bu saldırılar ülkenin onlarca yıldır süren iç çatışmasının bir uzantısı.
Sol görüşlü sendikaların düzensiz çetelerle ilişkilendirilmesi, sağcı paramiliter grupların hedef listesinde yer almalarına neden oluyor. Öte yandan, sendikacılara yönelik saldırılar, uyuşturucu ve yasadışı madencilikle ilgili karanlık ekonomik çıkarlarla da bağlantılı. Özellikle Cauca, Nariño, Putumayo, Arauca ve Norte de Santander gibi bölgelerde faaliyet gösteren yasa dışı gruplar, örgütlü iş gücünü tehdit olarak görüyor.
ÖZEL SEKTÖRLE İŞ BİRLİĞİ İDDİALARI
Saldırıların arkasında tam olarak kimlerin olduğu ise bilinmiyor. Birçok sendikacı, özel sektörün silahlı gruplarla işbirliği yaptığını öne sürüyor.
Sendikal faaliyetlerin yoğunlaştığı dönemlerde tehditlerin arttığı gözlemleniyor. Ancak saldırıların büyük kısmının cezasız kalması, adaletin önünde büyük bir engel olarak duruyor.
Bir diğer sendika temsilcisi Zenón Escobar, “Cauca Vadisi’nde o kadar çok farklı silahlı grup var ki, hangi saldırıyı kimin gerçekleştirdiğini bilmek imkânsız,” diyerek bölgede yaşanan kaosun boyutunu özetliyor.
Saldırıların hedefinde yalnızca tarım işçileri değil. Cali kentinde sokak tüccarlarını temsil eden sendikanın lideri Jimmy Núñez, son 15 yılda defalarca saldırıya uğradığını ve ailesinin bölgeyi terk etmek zorunda kaldığını söylüyor: “Bu ülkede sosyal liderler ve sendikacılar her gün öldürülüyor.”
HÜKÜMETTEN ADIM, ŞİRKETLERDEN SESSİZLİK
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro liderliğindeki solcu yönetim, 2023 yılında sendikal hareketi ülkedeki çatışmanın mağduru olarak resmi şekilde tanıdı. Bu adım, sendikacıların maruz kaldığı şiddetin tanınması ve davalarının soruşturulması için önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
ITUC Genel Sekreteri Luc Triangle, “Bu, sendikacılara yönelik şiddetin resmen tanınması açısından büyük bir adım,” diyerek uluslararası şirketlere de çağrıda bulunuyor: “Çok uluslu şirketler, faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki insan haklarına duyarsız kalmamalı. Hem etik değerlerden bahsedip hem de işçilerin öldürülmesine sessiz kalamazlar. Bu kabul edilemez.”
Okumaya devam et...
